Bir Kredi Kartı Hırsızlığı Macerası

Abdullah Uçar
4 min readAug 22, 2019

--

Fotoğraf: © AdobeStock

Neredeyse 7- 8 ay olmuştu o kredi kartı ortadan kaybolalı. Muhtemelen evde bir yerlerde düşmüştür, hem başkasının eline geçse çoktan kara haber gelirdi, aman boş ver süresi dolunca otomatik iptal oluyor zaten diye düşünmüştüm ve 5 dakika ayırıp bankayı arayıp kartı iptal ettirmeye onca zaman üşenmiştim. Hayat bu, ya güzellikle siz öğrenirsiniz, ya da hayat size öğretir :)

7 Ocak 2019 günü akşamı yorgun bir şekilde işten çıkıp eve gitmek üzere tam otomobile binmiştim ki gelen bir SMS’le kendimi yeni bir maceranın içinde buldum :) Gelen SMS şöyle diyordu:

“…kredi kartınızdan 1601 TL harcama yapılmıştır…”

Aradan bir dakika geçmeden ikinci bir SMS:

“…kredi kartınızdan 1652 TL harcama yapılmıştır…”

Neye uğradığımı şaşırdım ve hemen müşteri hizmetlerini aradım. Aradığıma da pişman oldum, çünkü bir kara haber daha:

“…efendim ayrıca 1700 TL daha harcama yapılmış…”

Yani üç dakikanın içinde 5000 TL çalınmıştı. Daha fazla çalınmamış, çünkü kartın limiti 5000 TL idi.

Banka görevlisi ile konuştuk, acil durumu bildirdim, kartı iptal ettik vs lakin iş işten geçmişti bir kere. Banka anlaşmalarına göre bankalar böyle harcama akışlarını durduramıyorlardı. Görevlinin verdiği bilgilere göre harcamalar dolar kuru üzerinden Facebook reklam ücreti olarak çekilmişti. Zira Türkiye’deki bir firmadan çekim yapılsa hırsızı bulmak kolay, ancak Facebook, Google gibi büyük firmaların reklam hesaplarından SMS onayı gerekmeden ve hiç iz bırakmadan çekim yapılabiliyor.

İlk adım olarak hemen banka şubesine gidip harcama itirazında bulunmam gerektiğini söyledi telefondaki görevli. Umutsuzca ertesi günü bekledim.

Sabah kalkıp yaşadıklarımın kabus olup olmadığını kontrol etmek için hesabımı kontrol ettiğimde 5000 TL borç gözüküyordu, her şey gerçekti :) İlk olarak banka şubesine gidip şu linteki (tıklayınız) dilekçeyi verdim.

İnternette araştırmalar yaptım, acaba aynı durumu yaşayan kişiler paralarını geri alabilmiş miydi? Alanların yazdıkları alamayanların yazdıklarına karışmıştı forumlarda, haliyle pek umutvar olamadım.

Kartın hesap kesim günü geldiğinde de ödenmesi gereken 5000 TL borcu vardı. Ödemesem gecikme faizleri üstüne binecekti ve aylar, belki de yıllar sürecek bir süreçte böyle bir yükün altında bekleyemezdim. Ödedim.

Aradan bir ay kadar geçti, hesabımı kontrol ettiğimde üç harcamanın biri iade edilmişti. Yani erken müdahalemizle sadece 1601 TL’yi geri kurtarabilmiştik. Kalan meblağı geri almak için de uzun bir sürece girdim.

Aradan bir ay daha geçti 12 Mart’ta (62 gün sonra) bir e-posta aldım. Bankanın ödeme sistemleri müdürlüğünden bir uzman, ilginç bir e-posta göndermişti. Özeti şu: Ödeme itirazını Facebook’un anlaşmalı olduğu (dolayısıyla paranın çekildiği) karşı bankaya iletmişler, bankanın cevabını da eke koymuşlar. Karşı banka, yapılan çekimin hırsızlık olmadığını, kart sahibinin bilgisi dahilinde olduğunu iddia ederek iade talebini reddetmiş. Bunun üzerine benim bankanın uzmanı da diyor ki konuyu bu işlere bakan hakem heyetine götüreceğiz lakin, hakem heyetinde haklı çıkmazsak hem parayı geri alamayız, hem de 540 Euro mahkeme masrafı da üzerimize kalır. Bunu kabul ediyorsanız durumu kabul ettiğinizi ve itiraza devam ettiğinizi belirten bir dilekçe yazıp bize verin.

Zaten 3500 liradan olmuşken bir daha risk alıp 540 Euro’luk mahkeme masrafı yükünün altına girmeli miyim, yoksa bu işten vazgeçmeli miyim, arada kaldım. Uzun uzun düşündüm. Tamamen haklı bir pozisyonda iken bu işin peşini bırakmak benim hayat tarzıma uymazdı, risk aldım, mücadeleye devam etmeye karar verdim. Ve şu linkteki (tıklayınız) uzun ve açıklayıcı dilekçeyi yazdım.

Yine aradan aylar aylar geçti. Yaklaşık ayda bir bankamı aradım, son durumu sordum. Cevap aynı: “biz de haber bekliyoruz”. Bekledikçe umutlarım da tükendi, kendimi 540 Euro’luk yüke hazırlamaya başladım. Aradan epey zaman geçti ve 224 gün sonra bugün (22 Ağustos 2019) bir e-posta aldım:

Abdullah Bey merhaba, itirazlarınız olumlu sonuçlanmış olup tutarlar kartınıza bugün itibari ile aktarılmıştır.

Hesaplarımı kontrol ettim, gerçekten de 3600 küsur lira kart hesabına iade edilmişti. Yani, 224 gün süren süreç lehime sonuçlanmış, param iade edilmiş ve 540 Euro’luk ekstra yükten kurtulmuştum. Mutlu son :)

Bu kıssadan kendime çıkardığım hisseler ise şöyle:

  • Kredi kartı kaybının şakası yok, kaybolduğu anda iptal ettirmek gerek.
  • Kredi kartlarının limitlerini yüksek tutmak çok tehlikeli, eğer limit daha büyük olsa idi çalınan para da büyük olurdu. Kart limitlerini düşük tutmak gerek.
  • Kredi kartının ön ve arka yüzeyinin görüntüsü, facebook google gibi firmalardan kart sahibinin izni olmaksızın para çekmek için yeterli. Sakın ola ki kartınızın iki yüzünün fotoğrafını çekmeyin ve paylaşmayın. Fotoğrafı çekilebilecek yerlerde bırakmayın.
  • Haklı olduğunuza kesin eminseniz, davanızda ısrarcı olun, kimseden korkmayın.
  • İnternet alışverişi yapmak için sanalkart oluşturun ve onunla alışveriş yapın. Böylece hırsızlık riski çok düşük olur, hırsızlık olsa dahi kaybınız çok ufak olur.
  • Bir kenar mahalle web sitesinden ucuza buldunuz diye hemen o ürünü almak için karta davranmayın, güvenilir ve kurumsal sitelerden alışveriş yapın. Kart bilgilerini girdiğiniz sayfanın üst satır çubuğunun solundaki “kilit” işaretini mutlaka kontrol edin.
  • Kendinizi doğru ve net ifade ederseniz bu süreç olumlu sonuçlanıyor, panik yapmayın, bankaya bağırıp çağırmayın, lütfen güzel bir dilekçe yazın ve yazılı olarak hakkınızı arayın.
  • Bu süreci başarıyla yürüten bankanıza bir teşekkür e-postası göndermeyi ihmal etmeyin :) Bu vesile ile ben de buradan kendilerine güvenimi artıran bu tecrübe sebebiyle Albaraka Türk’e teşekkürlerimi iletmiş olayım. :)

--

--

Abdullah Uçar

Meraklı biri. Okur-yazar. Öğrenmeyi, özetlemeyi, öğretmeyi pek sever. Tıp doktoru, en pratisyeninden. Halk Sağlığı doktoru, en tembelinden.