Emr-i Hakk Vaki Olunca
Fakültedeyim, sabahtan beri bir yazı üzerinde çalışıyorum. Oldukça teknik bir konu, yorucu ama şükür, halloluyor bir şekilde.
Yazıyı yazarken pencerem açık, ılık bir rüzgar giriyor içeri bir de hastane morgunda sevdiklerini kaybeden insanların çığlıkları. Sanarsınız ki ağaçların yaprakları rüzgardan değil, çığlıklardan sallanıyor, sanarsınız rüzgar ciğeri yanan annelerin, eşlerin, dostların haykırışlarından esiyor.
Acilde hekimlik yaparken elimde son nefesini veren çok insan oldu. Ebediyete uğurlarken gözlerinin içine baktım her birinin, son anlara şahitliğim çoktu. Ama perdenin bu tarafını hiç bu kadar yakından duymamıştım, vefat eden insanın sevdiklerinin morg önündeki feryatları çok daha yakıcı. Bir insan ne kadar acı feryad edebilirse o kadar feryad ediyor morgun önünde insanlar. Hepsini can kulağı ile dinliyorum, her çığlıkta yaptığım işi durdurup ‘’işte’’ diyorum kendime, ‘’ bu ses hayatın en gerçek sesi, sevdiğini kaybedenlerin acı seslenişi’’. Huşu ile şehrin uğultusunu, kuşların cıvıltısını, ve feryatları dinliyor, rahmete kavuşanlara dua ediyorum. ‘’Ah’’ diyorum, ‘’şu insanlar, keşke bilseler, yarın öleceklerini bilseler birbirlerine kaba davranırlar, küserler, kavga ederler, kem gözle bakarlar mı? Ah sevenler, sevdiklerine gerçekten vakit ayırıyorlar mı? Ah yitirilen ömürler, kıymetleri gerçekten biliniyor mu? Niçin ağlıyorlar, ağlamayı hak edecek kadar sevgilerine özen gösterdiler mi? Sevdiğimiz öldüğünde ardından ağlamayı hak etmek gerekmez mi?’’
İşittiğim yırtıcı feryat bir sevgi yitiminden kaynaklanıyor. ‘’Sevdiğini kaybetmekten daha büyük bir acı olamaz’’ diyor bana bu haykırışlar, ‘’insan daha büyük bir acı çekemez’’. Peki, hayattaki en büyük acı ne ise, hayattaki en değerli şey onun zıddı olmalı değil mi? Sevdiğini kaybetmek bu kadar acı ise sevgilerimize sahip çıkmamız, onlara özen göstermemiz, gönlümüzün baş tacı etmemiz, tüm kariyer planlarımızın önüne koymamız, tüm çıkar hesaplarımızdan üstün tutmamız gerekmez mi?
Erkekler sevgilerine, oto yıkamacıdan yeni çıkan araçlarını kurulama bezi ile silerken gösterdikleri özen kadar özen gösteriyor mu dersiniz? Ya kadınlar, aynada yüzlerinin her pikseline ayrı bakarken gösterdikleri özeni sevdiklerine gösteriyor mu? İnsanlar sevgilerine özen gösterecek kadar âkil ve cömert mi?
Kıssadan hisse, sevgi özel birşey dostlar, çok özel. Sevdiğimiz insanların yarın ölüm haberlerini alacak olsak içimizi en çok yakacak olanlardan başlayarak sevgilerimizi gözden geçirmeliyiz. Gündelik sohbetleri müteakip ayrılışlarımızda dahi ‘’Allaha ısmarladık’’ derken gerçekten demeli, ağzımızdan çıkanı yürekten söylemeliyiz. Böyle yaparsak emr-i Hakk vaki olduğunda ağlamayı hak edebilir, ağlarken metin kalabilir, şuurla ve huşuyla ‘’tüm varlığımız O’nun için, dönüşümüz de O’nadır’’ diyebiliriz belki.
Sevgi ile.
Abdullah.