Fatih Sultan Mehmet tablosu ve İBB’ye teşekkür

Abdullah Uçar
2 min readJun 30, 2020
Kaynak: https://twitter.com/ekrem_imamoglu/status/1276141557754757125?s=20

Geçtiğimiz günlerde radyoda bir habere rastladım, dinleyince içim cız etti, çok üzüldüm. Habere göre, Gentile Bellini adlı ressamın Fatih Sultan Mehmet’e ait 3 orjinal tablosundan biri İngiltere’de bir müzayedede satışa çıkacaktı.

Böyle bir eserin ülkemiz tarihi açısından pahası olamazdı, olmamalıydı. Milli kültür mirası listemizde (böyle bir liste yok, keşke olsa, UNESCO’nun “dünya kültür mirası” kavramından mülhem olarak kullanıyorum) yer alması gereken ve büyük devlet refleksi ile hemen satın alınması gereken bu eser, ne idüğü belirsiz zengin bir kişi tarafından sırf zevk olsun diye satın alınma riski ile karşı karşıya idi. Fiyatı da 6,5 milyon TL. (yani 7 tane daire fiyatı).

Ah!” dedim, “keşke!, keşke cumhurbaşkanlığımız, kültür bakanlığımız, TİKA gibi bir resmi kurumumuz hızla bu işe el atsa, tabloyu müzayedesiz satın alsa, üstüne de müzayede kurumuna bahşiş verse, bu tabloyu bugüne kadar özenle saklayan herkese de gıyabında teşekkür etse. Böylece kendi tarihine sahip çıkmanın bizim için paha biçilmeyecek kadar değerli olduğunu cümle âlame gösterse, dünya büyük devlet refleksi görse.

Sonra sorular peşpeşe sıralandı zihnimde, kendimden de utandım. Şöyle ki, ben bu tablonun varlığından dahi habersizdim. Haberlerde dinleyince gündemime girdi. Kendi değerlerimizi korumak ve geliştirmek için ille haberlere konu olmaları, bir müzayedede satışa çıkarılmaları mı gerekiyordu? Acaba haberlere konu olmayan, farkında dahi olmadığımız daha nice milli değerimiz sağda solda başı boş dolaşıyor olabilir miydi? Keşke UNESCO’nun fonksiyonunu icra eden bir kurumumuz olsa, böyle kültür değerlerimizin izini sürse.

Birkaç gün sonra beni çok sevindiren bir habere rastladım: tablo İstanbul Büyükşehir Belediyesi(İBB) tarafından satın alınmıştı. Böylece böyle bir miras dışarıya gitmemiş, yine kayıplara karışmamış, ait olduğu ülkeye geri dönmüştü.

Sonrasında beni çok güldüren fanatizm örneklerine rastlamaya başladım :) Özellikle muhafazakar kesimden bazı kişiler, kendilerinin muhafaza etmesi / satın alması gereken tabloyu muhafaza etmedikleri yetmezmiş gibi tabloyu satın alan İBB’yi milletin parasını israf etmekle suçluyordu. Neden? Çünkü İBB’nin yönetimi artık öteki/muhafazakar olmayan mahallenin eline geçmişti. Bu fanatiklere göre İBB ağzıyla kuş tutsa takdir edilmemeli, yaptığı her işe atılabildiği kadar çamur atılmalıydı. Benzer şekilde Osmanlı tarihi ile arası hiç iyi olmayan öteki mahalle fanatikleri de ilginç bir şekilde bu tabloya sahip çıkıyor, muhafaza etmeye hiç gönüllü olmadıkları bir tarihi bu tablo özelinde beklenenden fazla benimsiyorlardı. Akıllara zarar bu durumlar, fanatizmin farklı tezahürleri. :)

Özetle, İBB’yi şu anda yönetenlerin dünya görüşünü benimsemesem de bu tabloyu satın aldığı için İBB’yi tebrik ediyorum, takdir ediyorum. Bu tablo için verilen parayı kendi payıma düşen kadarıyla son kuruşuna kadar helal ediyorum. Kendi içimizde başka başka mahallelerde yaşıyor olabiliriz, ancak birçok milli değerimiz bizim mahalle kavgalarımızın çok daha üstünde ve onlara kim sahip çıkarsa çıksın alenen tebrik edilmesi, takdir edilmesi gerekir diye düşünüyorum.

Böyle, tarihe not düşeyim dedim. :)

Okuduğunuz için teşekkürler.

--

--

Abdullah Uçar

Meraklı biri. Okur-yazar. Öğrenmeyi, özetlemeyi, öğretmeyi pek sever. Tıp doktoru, en pratisyeninden. Halk Sağlığı doktoru, en tembelinden.