Küresel Tsunami (Eşcinsellik) Kapımızda

Abdullah Uçar
8 min readApr 18, 2019

--

(Ön bilgi: Bu yazı akademik nitelikte değil deneme türündedir. Tamamen kişisel bilgi ve fikirlerimden oluşmaktadır. Bu özelliği itibariyle ifade edilen görüşler herhangi bir toplumsal gruba genellenemez. Konunun uzmanı değilim, sadece konuya dair gündemi hayretle takip eden biriyim. Konunun uzmanı olmamamdan kaynaklı eksik / yanlış bilgiler varsa ve geri bildirim olarak bana iletirseniz çok memnun olurum. İyi okumalar :)

Eşcinselliğin yasal olarak serbest olduğu ve yasak olduğu ülkeler. Kaynak: NatGeo

Kavramlar

Homoseksüellik, Türkçe ifadesi ile eşcinsellik, kişinin kendi cinsine yönelik cinsel bir tercihte bulunmasını ifade eden bir kavram.[1] Haliyle eşcinsellikte öne çıkan faktör bunun kişisel bir tercih olması. Kadın-kadın ilişkisini “Lezbiyen” kavramı[2], ve erkek-erkek ilişkisini “Gay” kavramı[3] ifade ediyor. “Biseksüel” kavramı[4] ise her iki cinse de aynı anda ilgi duyanlar için kullanılıyor. Transseksüel ve interseks kavramları ise, bir kişisel tercihten değil, doğuştan itibaren biyolojik ve ruhsal olarak cinsiyet ayrışmasının gerçekleşmediği kişileri ifade ediyor. Transseksüeller erkek bedenine sahip kadınlar veya kadın bedenine sahip erkekler olabiliyor. İnterseks kavramı ise cinsel iç ve/veya dış organlarının tam ayrışmaması / uyumsuzluğu sebebiyle cinsiyet farklılaşmasının gerçekleşmediği kişileri ifade ediyor.[5] Tüm bu kavramlar LGBTİ kısaltması altında kullanılıyor.

LGBTİ Hareketleri ve Mevcut Durumumuz

Son günlerde ülkemizde sık duyar olduğumuz, küresel medyada ise tsunami dalgası gibi yayılan bir akım haline gelen eşcinsellik ilginç ve zorlama bir şekilde toplumumuza pazarlanıyor.[6] Bu pazarlama dili kimi zaman çok nazik ve kibar, kimi zaman çok saldırgan olabiliyor. İnsanların düşünce yapılarını dönüştürmeyi, gönüllerine girmeyi, toplumun cinsel davranışlarını eşcinsellik lehine değiştirmeyi hedefleyen bu pazarlama operasyonunda “insan hakları, cinsel özgürlük, eşitlik, hakları gasp edilen eşcinsellerin fırsat eşitliği, keyifli cinsel yaşam, ayrımcılık, toplum tarafından damgalanma, mağduriyet, cinsel tercih, toplumun farklı kesimlerine saygı, beden üzerindeki tasarruf hakkı, farklılıklarımıza saygı duymak…” vb. ifadelerin sıkça kullanıldığı görülüyor.[7] Eşcinselliğin insanların yaşamında yer edinmesi yapılan bu küresel pazarlamada, önce eşcinseller doğrudan ve dolaylı olarak “mağdur/mazlum insanlar” şeklinde sunuluyor. Böylece insanların desteğini ve sempatisini kazanmak için fırsatlar oluşturuluyor. Bazen bu dil saldırganlaşabiliyor. Bizim toplumumuz da dahil olmak üzere küresel kamuoyu sistematik ve periyodik olarak eşcinsellik propagandasına maruz bırakılıyor. “falan falan ülkelerde eşcinsel evliliklerin hala suç olduğunu biliyor muydunuz” şeklinde haberlere sosyal medya hesaplarında sık sık rastlanabiliyor.[8] Böylelikle toplumun “norm”ları değiştirilmeye ve toplum için “normal” ve “anormal” olan yeniden tanımlanmaya çalışılıyor. İnsan cinsiyetinin dişi ve erkek olarak genel kabul gören normu, “çeşitlilik” kavramı ile meşru zemin üretilmeye çalışılarak aşağılanıyor ve kişilerin cinsel tercihlerine saygı gösterilmesi topluma dayatılıyor. Eşcinselliğin de gayet normal, çok hoş, cazip hatta çok sempatik olduğuna insanlar inandırılmaya çalışılıyor, algı yönetimi yapılıyor.

Görülen kadarıyla bu konuda savunucu lobi eşcinsellik karşıtı lobiden çok daha güçlü, örgütlü ve cesaretli. Eşcinsellik karşıtı toplumsal grupların argümantasyonu çok zayıf ve bu küresel münazarayı merakla izleyen genç nesilsin konuya sempatisi artıyor. Toplumumuz daha kuşak çatışmasını yönetemeyip kendi gençlerine ayar vermeye çalışırken, elin oğlu çoktan gençlerimizin gönlüne giriyor ve gönüllerini fethediyor.

“Bizde olmaz öyle şeyler” savunması artık sadece bir avunma. Bizde neler oluyor neler.[9] Ülkemizde eşcinselliğe karşı olan özellikle dindar çevreler ise bu konuda ayakları yere basan argümanlar üretmek yerine henüz birbirini tekfir etmekle ve varlığını kendinden olmayanı linç etmek üzerine kurmakla çok meşgul. Dindar olmayan ama karşı olanlar da geçmişten gelen kültürümüzün ve geleneklerimizin bizi koruyacağına emin gözükmekle birlikte “bizde olmaz öyle şeyler” argümanına sıkı sıkı sarılmış vaziyette. Ülkemizde herhangi bir toplulukta eşcinsellik imasıyla bir espiri yapılabiliyor, herkes rahatça gülebiliyor, eğlenebiliyor. Eşcinsellik temalı şakalar ve espriler artık toplumumuzun normalleri arasında.

Başka bir husus, kuruyla beraber yanan yaşlar. LGBTİ propagasında transseksüller ve interseks grubundaki insanlar maalesef en zor durumdaki grup. Çünkü onların durumu kişisel bir cinsel tercihe değil, doğuştan itibaren gelen cinsiyet ayrışma sorunlarına dayanıyor. Ruh dünyası tamamen kadın olduğu halde bir erkek bedeninde, veya erkek olduğu halde kadın bedeninde hapsolmuş kişiler (Transseksüellik[10]), cinsel iç ve dış organlarının tam ayrışmaması / uyumsuzluğu sebebiyle cinsiyet farklılaşmasının gerçekleşmediği kişiler (interseksüellik[11]) bu kavganın tarafı olmaya zorlanan veya bilinçsizce taraf ilan edilip ezilen grup.[12]

Şahsi olarak karşı argümanlarım / sorularım:

Ön bilgide de ifade ettiğim üzere ben bu konunun uzmanı değilim, ancak bu konu eksenindeki gündemin meraklısıyım. Yazının buraya kadarki kısmından da anlaşılabileceği üzere eşcinselliğe karşıyım. Karşı çıkış argümanlarım sadece inanç zemininde değil. Konuya dair kapsamlı ve ilmi zemine sahip tartışmaların yokluğundan ötürü kendi karşı argümanlarımı mümkün olduğunca sistematik ve özet olarak sunmak ve tarihe not düşmek istedim.

A. Felsefi boyut:

1. Homoseksüllik, birey tercihinin tüm ilkelerin önünde olması, kişi tercihinin dokunulmaz kılınması, kişilerin kendi hayatlarıyla ilgili kararlarda sınırsız olması zemininde varlığını temellendiriyor. Bu durumda sorum şu: onbinlerce yıllık insanlık tarihindeki sosyal evrimle oluşmuş ahlaki sınırları bir bariyer olarak görüp yok ettiğimizde, nerede duracağız? Örneğin, bireysel tercihi dogma haline getirir ve yüceltirsek, ensest ilişkileri[13] veya insan-hayvan[14] / insan-makine cinselliği[15], pedofili[16], pornografi[17], çocuk pornografisi[18], seks oyuncaklarına çocuk inlemesi seslerinin eklenmesi[19] gibi konular da meşru olabilmeli değil mi?

2. İnsanın hayal gücünün ürettiği tüm kişisel tercihleri “özgür”leştireceksek, bireysel / toplumsal ahlak adına insanlık tarihi boyunca üretilmiş, evrimleşerek denenmiş ve damıtılmış tüm değerleri yok edip sil baştan neden yeni bir toplumsal düzen kuralım?

3. İlk bakışta bu konu “ne var bunda, kişinin kendi tercihi, başkasına bir zararı yok, başkasının haklarını da engellemiyor” gibi masum gözükebilir. Halbuki bir toplumda birlikte yaşıyorsak davranışlarımızın “negatif ve pozitif dışsallığı” söz konusudur. Yani bireysel tercih olarak gözüken bir davranış örgütlü bir toplumsal faaliyete yol açtığında bu işin başını çekenlerin kendi kafalarına göre ürettiği normlar, toplumun süregelen normları ile çatışacak ve insanların hayat düzeni için bir tehdide dönüşebilecektir. Örneğin pedofilinin yaygın olduğu bir şehirde mi, yoksa olmadığı bir şehirde mi çocuk büyütmek isterdiniz?

4. İnsanların davranışlarını “iyi” ve “kötü” olarak kategorize edeceksek, “norm / normal” nedir? İyi ve kötü olanı ne belirler? Bir kişinin banka soyması kendine göre iyidir, ötekine göre kötüdür. Bir arslanın ceylanı parçalaması kendine göre iyi ceylana göre kötüdür. Bu bağlamda suçlara bakış açımız hangi zeminde şekillenecek? Örneğin tecavüzü ne kötü yapar? İnsan öldürme, hırsızlık, cinsel suçlar vb. hangi/kimin belirlediği “normal”lere göre suç kabul edilecek. Eğer oylama ile ahlak üreteceksek birgün silahlı insanlar çoğaldığında katillerin ahlakı “iyi”, maktüllerin ahlakı “kötü” mü olacak? Veya daha geniş bir soru soralım: toplumsal düzende “norm”lar olmalı mı? Evet ise normu kim nasıl belirlemeli? Hayır ise normsuz yaşam için nasıl bir model öneriliyor?

B. Sosyal, kültürel ve hukuki boyut:

Sağlık profesyonelleri olarak bir insana müdahale edeceğimiz zaman aydınlatılmış rıza almak zorunluluğumuz var. Aydınlatılmış rıza da taraflar arasındaki “bilgi asimetrisi”nin minimize edilmesini, böylelikle kişi otonomisini korumayı, kararların hasta tarafından verilmesini hedefler. Eşcinsellik propagandaları ve toplumdaki cinsellikle ilgili davranışların dönüştürülmesi çabaları toplumun yapısına müdahale anlamına geliyor. Zira bu bağlamda başarılı uygulamalardan umulan, bu konuda davranış değişikliklerinin oluşması, en azından toplumda meşru karşılanmayan bir durumun meşruiyet kazanmasıdır. Bireysel planda gerçekleşen aydınlatılmış rızada olduğu gibi, toplumsal planda da taraflar arasında tam bir bilgi asimetirisi söz konusu. Topluma karşılaşacakları tablo sunulmadan, kendi çocuklarının ve sosyal ağlarının nasıl dönüşeceği, toplumda ne gibi değişikliklerin olacağı, bu müdahalenin oluşturacağı zarar veya tehditlerin ne olduğu, toplumun dokusundaki değişikliğin bireysel yaşamı nasıl dönüştüreceği, farklı toplum kesimlerinin etkileşimi /çatışmaları vb. birçok konunun tartışılmadan, tarafların rızası alınmadan, farkettirmeden ve bu bilgi asimetrisini suiistimal ederek bu davranış topluma kazandırılmaya çalışılıyor. Bu açıdan eşcinsellik propagandaları ahlaksız ve ilkesiz bir metotla gerçekleşiyor.

C. Ekonomik boyut:

İlginçtir, LGBTİ konusunda çalışma yapan yüzlerce STK, neredeyse trilyon dolarları bulacak bir ekonomi ağı içerisinde.[20] Toplumların bir sosyal dönüşüm için harekete geçirilmesi çok ciddi boyutta finansman gerektirir. Bu bağlamda sorum şudur: Bu devasa finanmanı sağlayanlar kim, ve hangi amaçla milyar dolarlarını sokağa döküyorlar? Kapitalizmin dünyasına bir kuruşun dahi hesabı soruluyorken, bu finansman sahipleri sadece insanlar keyifli seks yaşasın diye mi milyar dolarlarını harcıyor? Bu denkleme dair aydınlatılma ihtiyacı hissediyorum. Kanıta dayalı bir bilgisi olan varsa ve paylaşırsa çok memnun olurum.

D. Evrimsel boyut:

İnsanlık bir canlı türü olarak üreme fonksiyonuna sahip. Bu fonksiyon sayesinde çeşitlilik ve varyasyonlar üzerinden şu anki biyolojik-sosyal ve düşünsel seviyeye eriştik. Ancak homoseksüellik, canlılığın evrimine aykırı bir yapıya sahip. Zira bu tercihin toplumlar nezdinde kabul gördüğünü ve küresel bir trend olduğunu hayal edersek, bu durumda evrimsel gelişime ket vurulmuş, varyasyonlar birkaç damızlık insan türüne indirgenmiş olmaz mı?

E. Dini boyut:

Türkiye toplumu büyük çoğunluğu itibariyle inançlı bir toplum. (Çoğunluğu Müslüman olmakla birlikte başka birçok inanç mensubu da mevcut). Aynı şekilde dünyadaki insanların çoğunluğu da bir inanca mensup. Bu inançlar ise homoseksüelliği reddediyor. İslam da, cinsel tercihe dayalı homoseksüelliği reddediyor. Haliyle çoğunluğu inançlı insanlardan oluşan bir toplumun, kendi değerlerini dönüştürmeye direnmesi ve reaksiyon vermesi gayet doğal değil mi?

Küçük Bir E-Münazara

Shell firması, eşcinsel çalışanlarına destek verdiğini ifade eden bir metin deklare etmişti ve ben de bu durumu eleştirerek bir facebook paylaşımında bulunmuştum.[21] İslami biyoetikte doktora yapan bir doktor hanım, facebook’taki konuyla ilgili bir paylaşımıma istinaden bana bazı sorular sormuştu. O soruları ve verdiğim cevapları da paylaşmak isterim:

Soru: Bir iş yerinin işe alımda kapsayıcı olmasını ve toplumun tüm bireylerine eşit şekilde fırsat vermesini neden yanlış buluyorsunuz?
Cevap: Burada “eşitlik, kapsayıcılık” gibi masum kavramlarla konu perdeleniyor. Shell’in yaptığı açıkça bir teşvik ve destek. Ben de yukarıdaki düşüncelerimden ötürü toplumun bir ferdi olarak bu teşviği protesto ediyorum.

Soru: Aynı toplumda yaşasak dahi herkesin aynı inanca ve değerlere sahip olmasını bekleyemeyiz. Farklılıklarımıza saygı göstermek ve mağduriyeti her koşulda engellemek esas gayemiz olmalı değil midir?
Cevap: Kimin mağduriyeti? Örneğin özgür seks yaşandığı bir ortamda, tüm sınırları da esnettiğimizde benim 3 yaşındaki çocuğum sokakta iki insanın veya bir grup insanın toplu seks eğlencesine şahit olursa burada kim mağdur olur? Yine tekrarlıyorum, özetle soru şudur normalleri belirleyen “Norm” nedir, bunu kim nasıl belirler? Şahsen benim için bunu din belirliyor, böyle tercih ettim. Sizin için neyin belirlediğini de ifade eder ve bir metot önerisinde bulunursanız üzerinde tartışabiliriz.

Soru: Belirtmek isterim ben burada homoseksüelliğin özendirilmesinden bahsetmiyorum, bence de yanlış olan özendirme kampanyalarıdır. Benim savunduğum şey, hiçbir ayrım gözetmeksizin ezilen ve hakları gasp edilen insanlarımızın haklarının savunucusu olmak.
Cevap: Siz iyi niyetli olabilirsiniz, ancak sizin iyi niyetiniz yapılan çalışmaların özendirme kapsamında olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Bir insanın hakkı gasp ediliyorsa birlikte mücadele edelim, ancak “hak” tanımını değiştirdiğiniz/bir sosyal grubun lehine dönüştürdüğünüz anda yollarımız ayrılıyor.

Soru: Özellikle biz hekimlerin bu konuda daha hassasiyetli olması gerektiğine inanıyorum.
Cevap: Benim en çok üzüldüğüm kişiler transseksüller ve interseks grubundaki insanlar. Bu insanlar iradelerine dayalı bir tercihten öte henüz sebebini bilemediğimiz ve aydınlatamadığımız sebeplerle cinsiyet ayrışmasının gerçekleşmediği, ve ayrışma sürecinin tüm basamaklarında sürecin sonlanmasıyla karışık bir cinsel kimliğin ortaya çıktığı insanlar. Bu insanların kendileri dahi bu durumun farkında olamayabiliyor ve kendilerini eşcinsel sınıfında kabul edebiliyorlar. Eşcinsellere yönelen tepkiler maalesef bu insanları da kapsıyor ve gerçek bir mağduriyet oluşuyor. Tam olarak iradeye dayalı cinsel tercih ile kişiden bağımsız sebeplerin indüklediği tercihlerin üzerinde çalışmamız ve farkındalığı artırmamız gerekiyor.

(Bu yazıya değer vererek buraya kadar okuyanlara teşekkürler)

[1] https://www.merriam-webster.com/dictionary/homosexual

[2] https://www.merriam-webster.com/dictionary/lesbian

[3] https://www.merriam-webster.com/dictionary/gay

[4] https://www.merriam-webster.com/dictionary/bisexual

[5] https://www.merriam-webster.com/dictionary/intersexuality

[6] https://www.turkeygay.net/turkce/harita.html

[7] Orjinal Link: https://www.shell.com.tr/careers/diversity-inclusion.html Ancak haber daha sonra kaldırıldığı için ilgili habere dair Kaos GL haberi için tıklayın.

[8] https://www.theguardian.com/world/2017/jul/27/gay-relationships-still-criminalised-countries-report

[9] http://www.wikizero.biz/index.php?q=aHR0cHM6Ly90ci53aWtpcGVkaWEub3JnL3dpa2kvVMO8cmtpeWUnZGVfTEdCVF9oYWtsYXLEsQ

[10] https://www.merriam-webster.com/dictionary/transsexual

[11] https://www.merriam-webster.com/dictionary/intersexuality

[12] https://www.youtube.com/watch?v=h5HVV00Gj3A

[13] https://www.washingtonpost.com/news/volokh-conspiracy/wp/2015/01/23/adult-incest-and-the-law/?noredirect=on&utm_term=.df8888a710cd

[14] https://www.independent.co.uk/life-style/woman-married-dog-8-years-perfect-for-her-marriage-animal-wilhelmina-morgan-callaghan-northern-a7994626.html

[15] https://www.forbes.com/sites/patricklin/2016/02/01/relationships-with-robots-good-or-bad-for-humans/#13da9f4c7adc

[16] https://www.forbes.com/sites/richardlevick/2018/10/15/the-catholic-church-crisis-a-personal-memoir/#63bb3b886244

[17] https://www.nytimes.com/roomfordebate/2012/11/11/does-pornography-deserve-its-bad-rap/pornography-can-be-good-for-consumers

[18] https://www.sciencedirect.com/topics/social-sciences/child-pornography

[19] https://www.weeklystandard.com/alice-b-lloyd/congressman-child-sex-dolls-are-coming-mdash-and-were-not-ready

[20] http://www.worldbank.org/en/topic/socialdevelopment/publication/investing-in-a-research-revolution-for-lgbti-inclusion

[21] https://www.facebook.com/drabdullahucar/posts/10157035246279544

--

--

Abdullah Uçar

Meraklı biri. Okur-yazar. Öğrenmeyi, özetlemeyi, öğretmeyi pek sever. Tıp doktoru, en pratisyeninden. Halk Sağlığı doktoru, en tembelinden.